Kapadokya: Güzel Atlar Ülkesi
Sadece ülkemizin değil, tüm dünyanın gözbebeği olan, doğanın bizlere sunduğu en güzel hediyelerden biri Kapadokya bölgesindeyiz bu hafta 🙂
Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’dan püsküren lav ve küllerin zaman içerisinde soğuması ve aşınması ile oluşmuş bu muhteşem coğrafya her yıl dünyanın pek çok farklı ülkesinden gelen milyonlarca turisti ağırlıyor. Tarihi M.Ö. 7000lere uzanan Kapadokya bölgesinde sırasıyla Hititler, Frigler, Asurlar, Persler, Romalılar, Bizanslar, Selçuklular ve Osmanlılar yaşamış. Tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Kapadokya’da 3 ve 4. yüzyıllarda Romalılardan kaçan Hristiyanlar, kayaların içini oymak suretiyle yaptıkları evlerde yaşamışlar yıllarca. Bölgede pek çok da kilise inşa etmişler. Osmanlı İmparatorluğu zamanında da kiliselere hiç dokunulmamış ve halkın barış içerisinde yaşaması sağlanmış.Bugün bölgenin her köşesinde bu iyi korunmuş kiliselere rastlamak mümkün.Bölge daha sonraki yüzyıllarda inzivaya çekilen keşişler için de uygun bir ibadet yeri olmuş.
Kapadokya ismi nereden gelmekte?
Kapadokya ismi Farsça KATPA TUKA kelimelerinden oluşmakta ve Güzel Atlar Ülkesi manasına gelmektedir. Persliler, Roma İmparatorluğu ile yaptığı savaşlar sonucunda ele geçirdikleri bu bölgeden savaş ganimeti olarak güzel ve iyi yetişmiş atlara sahip olmaları sonucu bölgeye bu ismi vermişlerdir.
Kapadokya’ya ulaşım nasıl?
Nevşehir il sınırları içerisinde yer alan bölge Aksaray, Niğde, Kayseri ve Yozgat gibi illerimize de oldukça yakın. Nevşehir’in Ankara’ya uzaklığı 276 km. Araçla ortlama 3 saatte varmak mümkün. İstanbul’a uzaklığı ise 729 km. Her iki ilimizden de düzenli otobüs seferleri bulunuyor. Uçakla seyahat etmek isteyenler için ise Nevşehir Kapadokya Havalimanı’na THY, Pegasus, Atlasjet ve Anadolujet’in tarifeli seferleri mevcut. Şayet kendi aracınızla gitmemişseniz bölgede arç kiralamanızı öneririm zira Kapadokya pek çok ilçeyi de içine alan geniş bir coğrafya üzerine yayılmış durumda.
Kapadokya görmem gereken başlıca yerler hangileri?
Dediğim gibi Kapadokya oldukça geniş bir coğrafya üzerine kurulu. Bu coğrafya üzerinde gezip görmeniz gereken toplam 5 merkez var. Ürgüp, Avanos, Çavuşin, Göreme ve Uçhisar. Biz ana üssümüz olarak Ürgüp’ü seçtik ve aracımızla bir çember çizerek bu merkezleri gezdik. Merkez olarak Göreme’yi de seçebilirsiniz. Zira burası Göreme Açık Hava Müzesi ve Uçhisar Kalesi dahil pek çok ilgi odağına daha yakın.
Kapadokya’da konaklama imkanları nelerdir?
Bölgede daha önce bahsettiğim 5 merkezde de pek çok konaklama imkanı mevcut. İmkanların bol olduğu şehirvari bir atmosfer için Ürgüp’ü, daha yerel ve mistik bir hava için ise Göreme’yi önerebilirim. Otellerin çoğu butik otel ve aile işletmesi olarak hizmet veriyor. Dilerseniz bizim yaptığımız gibi bir konakta, dilerseniz de kayaların içine oyulmuş taş otellerde konaklayabilirsiniz. Fiyatlar iki kişilik oda için günlük 100-250 TL arası değişiyor. Biz Ürgüp’te Fresco Cave Suites’de konakladık ve çok memnun kaldığımızı söylemeliyim.
KAPADOKYA’DA GEZİP GÖRÜLECEK 10 YER
1. ÜRGÜP:
Bizim merkez üssümüz olarak seçtiğimiz bu tarihi ilçe özellikle dağların eteklerine oyulmuş taş evleri ve Selçuklu stili mimarisiyle bizi büyülüyor. Bu şirin ilçede dönemin en ünlü dizisi Asmalı Konak’ın çekildiği ve artık bir müze olarak kullanılan evi görüp, Temenni Tepesi’nden şehrin kuş bakışı manzarasını fotoğraflayabilirsiniz. 1858’de Sultan Abdülmecid tarafından savaş tazminatı karşılığı yaptırılan Aziz Theodoros Trion Kilisesi de yıllara meydan okuyan, çan kulesine kadar ayakta duran bir yapı. Şehirde gerek konak gerekse kaya içine oyulmuş pek çok otel var. Bu arada merkezdeki kuruyemişçilerden yörenin ünlü kuru meyvelerinden ve süt ile kavrulmuş kabak çekirdeğinden almayı unutmayın 🙂
2. ÜÇ GÜZELLER VE DEVE:
Ürgüp’ten Avanos’a giderken yol üzerinde görmeniz gereken yerlerden birisi Peribacalarının en güzel örneklerini görebileceğiniz Pembe Vadi. Yol kenarında, fotoğraf çeken kalabalıklardan da farkedebileceğiniz iki güzel oluşum var. Bunlardan birisi yanyana üç peribacasından oluşan Üç Güzeller. Diğeri ise şekli bir deveyi anımsatan peribacası.
3. UÇHİSAR KALESİ:
Tüm Kapadokya bölgesini 360 derece izleyebileceğiniz bu kalenin yüksekliği tam 179 metre. Üzerinde konumlandığı tepenin de yüksekliği 1350 metre olunca manzaraya doyum olmuyor. 12-14. yüzyıllar boyunca Anadolu Medeniyetleri ve Selçuklulara sınır karakolluğu görevi yapan kale 1398’de Osmanlı kontrolüne geçmiş ve sığınak ve yaşam alanı olarak varlığını sürdürmüş. Gerek kale içerisinde gerekse etrafında konumlanmış onlarca taştan oyma evde pek çok aile yaşamış yıllarca. Kale içerisinde yaşayan son aile 1960lı yıllarda doğa şartlarının zorluğu yüzünden burayı terketmiş. Kalenin girişi ücretli ama oldukça cüzi bir rakam.
4. AVANOS:
Kızılırmak’ın kenarında kurulu bu şirin ilçe çömlekçileri ile meşhur. Kızılırmak’ın taşıdığı killi topraklardan faydalanmak suretiyle bu gelenek Hititler zamanından bu yana sürdürülüyor. Adımbaşı her yerde görebileceğiniz çömlekçilerde el işi çok güzel ürünler satın alabileceğiniz gibi ustasından çömlekçiliğin tarihçesi ve inceliklerini dinledikten sonra çömlek çarkının başına siz de oturabilir ve kendi sanat eserlerinizi yaratabilirsiniz 🙂 İlçede bir de eşine rastlanması zor sallanan köprü var. Bu asma köprüden sallana sallana geçip nehir kenarındaki mekanlarda çayınızı yudumlayabilirsiniz.
5. GÜRAY MÜZE:
Yine Avanos ilçesi içerisinde bulunan ve çömlekçiliğin Hititlerden bugüne süregelen tüm inceliklerini görebileceğiniz Güray Müze, görünce gerçekten gururlandığımız bir yer oldu. Bir kaç sene önce ilk defa gördüğümüz bu müzeyi bu defa çok daha da gelişmiş ve kendini yenilemiş olarak buluyoruz. Giriş kişibaşı 10 TL. Resmi müzelere göre pahalı. Fakat bu ücretler boşa gitmiyor ve müzenin her gün daha da gelişmesine yatırım olarak kullanılıyor. Müze içerisinde Hitit, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı eserlerinin yanısıra, çömlek yapımını canlı canlı izleyebileceğiniz ve deneyebileceğiniz bölümler, dinlenmek için genişçe bir kafe ve hoşunuza giden ürünleri satın alabileceğiniz binlerce ürünlük devasa bir dükkan var. Müzede bizi en çok şaşırtan şey ise tam bir inovasyon ürünü fosforlu çömlekler oluyor. Görmeden geçmeyin.
6. YERALTI ŞEHİRLERİ:
Kapadokya’da yer üstünde olduğu kadar yer altında da oyulmuş yaşam alanları var. İnsanın ağzını açık bıraktıran bu yeraltı şehirlerinin en meşhurları Kaymaklı ve Derinkuyu Yeraltı Şehirleri. Yerin sekiz kat altına inilebilen bu şehirlerde binlerce insan yaşamış vakti zamanında. İçerisinde kiliseler, mezarlıklar, mutfaklar, depolar var. Girişler ücretli ama müzekartı olanlar ücretsiz girebilirler.
7. GÖREME:
Göreme gerek sahip olduğu doğal oluşumların çokluğu, gerekse şirin ve otantik şehir merkezi ile Kapadokya’nın gözbebeği. Göreme Açık Hava Müzesi mutlaka görmeniz gereken yerlerden. Müze girişinde ve içerisinde Karanlık Kilise hariç her yerde Müzekart geçiyor. Buranın özelliği ne diyeceksiniz? İçerisine hiç ışık almadığı için resim ve gravürlerin ilk günkü gibi korunmuş olması.Karanlık Kilise’nin fazla ziyaretçi dolayısıyla zarar görmemesi için böyle bir önlem alınmış. İçerde 11 ve 13. Yüzyıllar arası yapılmış Barbara, Çarıklı, Ayvalı, Yılanlı Kiliseleri ve hemen girişte karşılaşacağınız Aziz Basel Şapeli de görmeniz gereken diğer yapılardan. Göreme Uçhisar arası yolda mola vermeyi unutmayın zira burası tüm şehri tepeden gören, harika manzaralarla dolu.
8. IHLARA VADİSİ:
Kapadokya bölgesinde bir başka doğa harikası da Ihlara Vadisi. Bu yeşil vadiye yüzlerce basamaktan oluşan bir merdiven aracılığıyla iniliyor. Aşağıya indiğinizde yemyeşil bir vadi içerisinden akan Melendiz Çayı ve nehir boyunca konuşlanmış evler, kiliseler ve şapeller göreceksiniz. Yorucu ama manzara gerçekten muhteşem. Ihlara Vadisi’ni havadan görmek isterseniz de bölgenin ünlü balon turlarından birisine katılabilirsiniz.
9. PAŞABAĞ:
Dev Peribacaları ile ünlü bu bölgeye Göreme-Avanos yolu üzerinde bulunan bir sapaktan yaklaşık on dakika ilerleyince ulaşılıyor. Peribacası oluşumunun en rahat incelenebileceği bu bölgede boyları 20 metreyi bulan peribacaları mevcut.
10. ORTAHİSAR:
Uçhisar Kalesi kadar devasa olmasa da Bizans döneminde yapılan Ortahisar Kalesi 1200 metre rakım ve 86 metre yüksekliğiyle ziyaretçilerine harika bir manzara sunuyor.
KAPADOKYA’DA YAPILMADAN DÖNÜLMEMESİ GEREKEN 5 AKTİVİTE
1. BALON TURU:
Kapadokya deyince ilk akla gelen şey dillere destan balon turları. Neredeyse tüm Kapadokya bölgesini 2 saat boyunca havadan izleyebileceğiniz balon turlarını bölgede düzenleyen bir çok acenta mevcut. Sizi saat 4.30 gibi otelinizden alıyorlar, hafif bir kahvaltıdan sonra sabahın ilk ışıklarıyla balonlar havalanıyor. İniş sonrasında ise şampanya ya da meyve suyu ile kutlama yapılıyor. Bizim gibi balon turuna katılamayanlara ise önerim Göreme Kızıl Vadi yürüyüş yolunun başlangıç noktası olan ve Sunset Point adı verilen noktada saat 5.30 gibi bulunup, gündoğumunda bir sürü balonun ihtişamlı havalanışını izlemeniz.
2. TÜRK GECESİ:
Bölgede Göreme, Ürgüp ve Avanos’ta pek çok restoranda ki bunların içerisinde kaya içerisine oyulmuş otantik yerler de var, Türk geceleri düzenleniyor. Yaklaşık 100 TL’ye önceden rezervasyon yaptırarak girebileceğiniz bu gecelerde yöresel yemekler, halk oyunları, düğün canlandırması ve yöreye has daha bir çok etkinlik sergileniyor. Özellikle konaklamalı gidecek olan arkadaşlarımıza mutlaka bir gecenizi ayırmanızı öneriyoruz.
3. AT TURU:
Yine bölgede yapabileceğiniz eğlenceli aktivitelerden birisi de saatlik ya da günlük olarak düzenlenen at turları. Güzel Atlar Ülkesi’ne gelip ata binmemek olmaz derseniz fiyatlar 80 ile 300 TL arasında değişiyor.
4. JİP SAFARİ:
Bölgede sabah ve öğledensonra olmak üzere yaklaşık üçer saatlik jip turları düzenleniyor. Peribacalarını jip üzerinde safari tadında yaşamak isteyenler için ideal bir çözüm. Fiyatlar kişibaşı 100 TL civarında.
5. ATV:
Heyecanın dozajını bir tık daha arttırmak isteyenleri buraya alalım 🙂 Bölgede ATV’yle gezebileceiğiniz pek çok parkur mevcut. Kapadokya vadilerini ATV ile turlamak isteyenler için fiyatlar 80-200 TL arasında değişiyor.