Işıklar Şehri Paris, Aşıklar Şehri Paris
Paris… Işıklar şehri, aşıklar şehri Paris….
Romantik atmosferi, şahsına münhasır mimarisi, sosyo-kültürel yaşamı, birbirinden şık kafeleri ve restoranlarıyla insanı kendine hayran bırakan şehir Paris. Gündüzü ayrı, gecesi ayrı güzel…
Ernest Hemingway, Salvador Dali, Pablo Picasso, F. Scott Fitzgerald gibi pek çok önemli sanatçıya ilham kaynağı olmuş, Johny Depp, Scarlett Johansson, Natalie Portman gibi Hollywood yıldızlarının yaşamak için tercih ettiği güzeller güzeli şehir Paris….
Chanel, Dior, Kenzo, Saint Laurent, Louis Vuitton ve Lacoste gibi dünyaca ünlü markaları bize hediye eden dünya modasının başkenti Paris…
Paris’e nasıl gidilir?
Paris’e gerek Atatürk Havalimanı’ndan gerekse İstanbul Sabiha Gökçen’den günün çeşitli saatlerinde uçuş bulabilirsiniz. THY, Pegasus, Air France gibi pek çok şirketin gerek Charles De Gaulle gerek ise Orly havalimanlarına direk uçuşları mevcut. Yolculuk yaklaşık 3 saat 15 dk sürüyor.
Havalimanından şehre ulaşım nasıl sağlanıyor?
Gerek Charles De Gaulle gerek ise Orly havalimanlarından şehir içine ulaşım gayet kolay. Bunun için sizlere ilk tavsiye edeceğimiz yöntem RER trenleri. Charles De Gaulle’de bu trenleri 2 ve 3 nolu terminallerde bulabilirsiniz. Orly için ise önce ORLYVAL trenine binmeniz, 5 dk sonra da Anthony istasyonundan yine RER trenine geçmeniz gerekiyor. Bizim de tercih ettiğimiz bu en kolay ulaşım yöntemi için her iki treni de içeren kombine biletinizi havalimanındaki bilgi masalarından alabilirsiniz. Bilgi masasından mutlaka metro ve şehir içi haritası da edinin. Bir diğer popüler ulaşım aracı da otobüsler. Orly’den kalkan otobüsün adı Orlybus. Bileti 8 Euro ve havaalnındaki gişelerden ya da şoförden alınabiliyor. Charles De Gaulle’de ise otobüsün adı RoissyBus ve ücreti 13 Euro civarı. Bir de tabi ki en kolay yöntem olan taksi seçeneği var. Ama bu seçenek özellikle de Paris’te biraz pahalı olduğu için tercihinizi trenden yana kullanmanızı öneririm.
Paris’te şehir içi ulaşım nasıl sağlanıyor?
Paris’te ulaşımın odak noktası metro. Dünyanın en eski metrolarından biri olan Paris metrosu 1900 yılında kullanıma açılmış. Bugün Paris metrosunun ucu bucağı yok. Toplam 16 hatta sahip metroda kaybolmanız çok normal. Bu hatlar pek çok noktada birbiriyle kesişiyor. Bu da bir noktaya varmak için harita üzerinde aktarmalara çalışmanız anlamına geliyor. Paris’e iner inmez havalimanındaki turist bilgi bankolarından şehir ve metro haritalarını alabilirsiniz. Bir de Carnet adı verilen 10lu biletlerden de almanız iyi olur. Zira bu biletler tek tek çok daha pahalıya geliyor. Şayet Paris’te bir haftaya yakın kalmayı düşünüyorsanız o zaman çok daha mantıklı bir önerim var. Neredeyse tüm metro, RER, otobüs hatta finükülerde bile geçerli olan Navigo Decouverte Kart. Bu kartı 5 Euro’ya bir kere alıyorsunuz. Tam 10 yıl geçerliliği var. Bir hafta sınırsız gezmek için 22,15 Euro yüklüyorsunuz. Voila! Bir hafta tüm ulaşım araçlarında sınırsız hakkınız oluyor. Yalnız dikkay edilmesi gereken bir nokta var. Karta haftanın hangi günü yükleme yaparsanız yapın Pazar geceyarısı kullanım hakkı doluyor. Yani yüklemeyi Pazartesi günü yapmak en mantıklı seçenek.
Paris pahalı bir şehir mi?
Maalesef evet ? Hatta bu konuda yapılan araştırmalar sonucunda Paris’in dünyanın 7., Avrupa’nın ise en pahalı şehri olduğu öne sürülüyor. Ortalama bir restoranda bir hamburger ya da pizza’nın fiyatı 10-15 Euro arasında değişiyor. Bunun yanında içecek ve diğer garnitürlerle iki kişilik hesap 40-50 Euro civarına geliyor. Sürekli restoranlarda yemek yerine her yerde kendini gösteren sandviç, krep, kruvasan gibi alternatifleri de ara ara değerlendirebilirsiniz. Müze girişleri de ortalama 10 Euro. Devlet müzelerinde bu rakam az daha ucuz iken özel müzelerde 15 Eurolara kadar çıkabiliyor. Tek metro biletinin fiyatı 1,90 Euro. Carnet adı verilen 10lu biletlerde ise %20lik bir kar ediyorsunuz. Su büfelerde oldukça pahalı. Her köşebaşında önünüze çıkacak Carrefour ve benzerlerinden çok daha ucuza alabilirisiniz.
PARIS’TE MUTLAKA GÖRMENİZ GEREKEN 10 YER
1. Eyfel Kulesi
Fazla söze gerek yok. Sadece Paris’in değil dünyanın en gözde yapılarından biri Gustavo Eiffel’in bu şaheseri. Seyahat denince akla ilk gelen dünyanın en meşhur yapılardan birisi Eyfel Kulesi. 1887-1889 yılları arasında Fransız Devrimi’nin 100. Yılı kutlamaları için yapılan Eyfel Kulesi aynı yıl Dünya Fuarı’nın giriş kapısı olarak hizmet vermiş. Dönemin sanatçıları, mimarları ve aydınları tarafından metal yığını olarak nitelendirilen ve çirkin bulunan yapı, yıkılmaktan son anda telgraf ve radyo anteni olarak hizmet vermek üzere kurtulmuş. Üzerinde bulunan tv anteni ile birlikte toplam yüksekliği 324 metre olan kule, 1930 yılına kadar dünyanın en yüksek yapısı ünvanını korumuş.
Eyfel Kulesi Ulaşım:
‘Bir Hakeim’ metro durağı ya da ‘Champ de Mars’ RER durağında inerek Eyfel Kulesi’ne ulaşabilirsiniz.
Eyfel Kulesi Fiyatları:
Kuleye asansör ile ikinci kata çıkış için biletler kişi başı 16 Euro. En tepeye çıkmak için ise 25 Euro vermeniz gerekiyor. 2. kata 670 basamaklı merdivenden çıkarsanız fiyat 10 Euroya düşüyor.
Eyfel Kulesi Kuyruğu Atlatma İpuçları:
Söz konusu Eyfel Kulesi olunca inanın yüzlerce kişilik devasa kuyrukları saatlerce beklemeniz işten bile değil. İşte bu sorunu aşmak için sizlere birkaç öneri:
Bizim tavsiyemiz devasa asansör kuyruklarını beklemek yerine merdivenle manzarayı izleyerek çıkmanız. Hem spor yaparsınız hem de ücret 10 Euroya düşüyor. Dönüşte yine asansörle inebilirsiniz. Kulenin arka taraftaki ayaklarında sadece merdiven bileti satan gişelerde kuyruk çok daha az oluyor.
En tepeye çıkmak istiyorsanız önce merdivenle 2. kata çıkıp buradaki minik gişeden sadece asansörle çıkılabilen en tepeye bilet alabilirsiniz. Ve güzel haber bu gişede de sıra olmuyor.
Kulenin resmi bir sitesi bulunmakta. Biletlerinizi önceden online satın alıp sıralardan kurtulabilirsiniz.
Son olarak gece vakitleri de kuyruklar çok daha az ve manzara muhteşem oluyor.
2. Louvre Müzesi
Dünyanın en ünlü ve en büyük müzesi Louvre. Tarihi Orta Çağ’a kadar uzanan müze daha önceleri kraliyet sarayıymış. 35 bine yakın eserin sergilendiği Louvre’nin içerisinde kaybolmamanız mümkün değil. Şayet sanat bilgi ve merakınızı varsa müzeyi tam anlamıyla gezebilmek için bir tam gününüzü ayırmanız gerekli. Bizim gibi meraktan oradaysanız ise direk müzenin yıldızı Mona Lisa ile başlayıp yarım günde pek çok eseri görebilirsiniz. Müzede bizden de bir şeyler var. Osmanlı bölümünü görmenizi tavsiye ederiz.
Louvre Müzesi Ulaşım:
‘Palais Royal – Musee de Louvre’ metro durağında inerek Louvre Müzesi’ne ulaşabilirsiniz.
Louvre Müzesi Ücretler:
Müze giriş ücreti kişi başı 15 Euro. 18 yaş altı ücretsiz. 18-25 yaş arası AB vatandaşları ücretsiz. Her Cuma akşam 6’dan sonra 26 yaş altı herkes için ücretsiz. Ve her ayın ilk Pazar günü ücretsiz. Özellikle ücretsiz zamanları takip edebilirsiniz.
Louvre Müzesi Kuyruğu Atlatma İpuçları:
Müzede meşhur piramitin olduğu ana girişte yine devasa kuyruklar mevcut. Peki bunu nasıl aşacağız? Müzeye ana kapı yerine çok daha kuytu yerlerde bulunan yan kapılardan girerek. Müzenin her iki tarafında ana girişten 3er dakika uzaklıkta bulunan iki giriş bulunuyor. Buralarda hiç kuyruk beklemiyorsunuz.
3. Notre Dame Katedrali
Fransız gotik mimamirisinin en önemli örneği olan bu ihtişamlı Ortaçağ yapısı, Paris’in en gözde turistik merkezlerinden biri durumunda. Katedralin bu ününde Victor Hugo’nun ünlü eseri Notre Dame’ın Kamburu’nun da büyük payı var. Seine Nehri’nin ortasında Cite Adası’nda bulunan katedral halen aktif olarak kullanılıyor. Özellikle Pazar günü denk gelirseniz ayini izleyebilirsiniz. Giriş ücretsiz fakat devasa kuyruklar söz konusu. Kuyrukta saatler harcamamak için sabah erken gitmek gerekiyor. Katedralin kulelerine çıkmak ve enfes panoramik Paris manzarası için için ise 8,5 Euro vermeniz gerekiyor. ‘Cite’ ya da ‘St Michel’ metro duraklarından katedrale ulaşabilirsiniz.
4. Sacre Cour Bazilikası ve Montmarte
Paris’in bohem mahallesi Montmarte’de yer alan ve şehrin en güzel manzaralarından birine hakim bir tepede bulunan bu güzel yapı, Prusya savaşı sırasında ölenlerin anısına 1914’te yapılmış. Notre Dame’ın 850 yıllık tarihine nazaran oldukça yeni olan kilise, beyaz traverten yapısı ve şato benzeri mimarisiyle Paris’in en gözde turistik yapılarından. 2 nolu metro hattı üzerindeki Anvers istasyonunda inerek ulaşabileceğiniz Sacre Cour’un girişi de Notre Dame gibi ücretsiz ? Montmarte’ye gitmişken sanat kokan dar sokaklar arasında kaybolmayı ve filmlere konu olan ünlü Moulin Rouge’u görmeyi unutmayın.
5. Arc de Triumph
Charles De Gaulle Meydanı’nda kesişen 12 caddenin ortasında Şanzelize’nin başında yer alıyor bu dünyaca ünlü yapı. Napolyon’un en büyük zaferi Austerlitz savaşının anısına yaptırdığı Zafer Takı’nın yapımına 1806 yılında başlanmış ve tam 30 sene sonra 1836 yılında tamamlanmıştır. 50 metre yüksekliğindeki yapı gerek dış mimarisi gerekse terasından çekebileceğiniz panaromik Paris manzaralarıyla büyülüyor. Terasa çıkmak için vermeniz gereken ücret 12 Euro. Ama buna fazlasıyla değer. Ayrıca Kasım-Mart arası dönemde her ayın ilk Pazar günü giriş ücretsiz ?
6. Orsay Müzesi (Musée d’Orsay)
Paris 300’ü aşkın müzesiyle tam bir sanat ve kültür şehri. Orsay Müzesi, Louvre’dan sonra mutlaka görmeniz gereken en önemli müze. Gerek tren istasyonundan dönüştürülen harika mimarisi, gerek ise Monet, Cezanne, Van Gogh, Manet, Renoir gibi dünyaca ünlü ressamların eserleriyle her sanatseverin listesinde bulunması gereken bir yer. Solferino metro durağından ulaşabileceğiniz müzenin giriş ücreti 12 Euro. Pazartesi günleri ise kapalı.
7. Grevin Balmumu Müzesi
Paris geziminizin en güzel bazı anlarını bu müzede yaşadık. Londra’daki Madame Tussauds’un bir benzeri olan müze, 1882 yılında açılmasıyla da en eski balmumu müzelerinden biri. Oldukça kaliteli bir atmosfere sahip müzede ilk olarak etkileyici bir ışık şovuna katılıyorsunuz. Daha sonra ise müzedeki ünlülerle fotoğraf çektirebilirsiniz ☺️Müzede Brad Pitt’ten Angelina Jolie’ye, Michael Jackson’dan Pele’ye pek çok ünlünün balmumu heykelleri bulunuyor. Ayrıca alt katlardaki zindan betimlemeleri de çok gerçekçi ve korkutucu. Müzenin girişi devlet müzelerine göre oldukça pahalı: 23,5 Euro. Aile ve grup indirimleri mevcut. Müzeye 8 ve 9 nolu metro hatları üzerindeki Grands Boulevards durağından ulaşabilirsiniz ?
8. Choco Story Paris
Eğer siz de bizim gibi çikolata delisiyseniz kesinlikle önereceğimiz yerlerden birisi de bu ilginç müze. Müzede çikolatanın tüm tarihçesini deneyimleyebilir, nasıl yapıldığını ustalarının elinden canlı tecrübe edebilirsiniz. Bonne Nouvelle metro durağından ulaşabileceğiniz müzenin giriş ücreti 11 Euro.
9. Galeries Lafayette ve Le Printemps
Dünyanın ilk AVMsi Galeries Lafayette ve içerisinde dünyanın en lüks markalarını bulunduran Printemps Paris’te alışveriş severlerin mutlaka görmesi gereken yerler. İçerisinde farklı bütçelere hitap eden 3500 mağaza bulunduran Lafayette, özellikle noel zamanı oluşturulan göz alıcı süslemeleri, her cuma düzenlenen defileleri ve muhteşem vitraylarla süslü çatısıyla ünlü. Özellikle ana binanın karşısında yer alan, şarküteri ve iç dekor ürünlerinin yer aldığı Lafayette Maison’da harika ürünler bulabilirsiniz ?Ayrıca terastaki cafe’den panaromik Paris manzarası bulabileceğinizin en iyisi. Printemps’te ise yok yok! Her iki AVM de Opera Garnier’e ve birbirine çok yakın konumda, Hausman bölgesinde yer alıyor. Ayrıca 3 ve 9 nolu metro hatlarının üzerinde Chausée d’Antin-La Fayette durağında inebilirsiniz.
10. Disneyland Paris
Çocukluğumuzun hayal kahramanları Disney karakterleri ile buluşmak, birbirinden eğlenceli ve heyecanlı oyuncaklarla eğlenmek, çıkışta da devasa Disney Store’dan birkaç hediye ve hatıra almak için bu muhteşem şehre mutlaka gelmelisiniz. Evet şehir dedim çünkü burası bir parktan ziyada bir kasaba bir şehir. Sabah erken gelip geceye kadar ancak gezebilirsiniz. İçerisinde iki ana bölüm bulunan Disneyland’ın bir yarısı çocuklara hitap eden oyuncaklara, masalsı sokaklara ve şatolara ayrılmışken, diğer kısmı ise Disney Studios başlığı altında yetişkinlere yönelik hız ve adrenalin sunan rollercoasterlar, filmlerin nasıl çekildiğini canlı canlı yaşatan turlar ve görsel şovlarla dolu. Disneyland günlük biletlerini kendi resmi internet sitesinden önceden alıp hem kuyruklardan kurtulabilir hem de uygun promosyonlardan yararlanabilirsiniz ?
Disneyland Ulaşım:
Disneyland Paris şehir merkezine yaklaşık 45 dakika uzaklıkta bulunuyor. Bunun için metro hattından RER-A trenine geçmeniz ve son durak Marne la Vallée-Chessy Disneyland’da inmeniz gerekiyor. Zaten inince hemen karşınıza çıkıyor bu şehirvari park.
PARIS’TE MUTLAKA YAPMANIZ GEREKEN 5 AKTİVİTE
1. Seine NehirTuru ( Bateaux-Mouches)
Paris’e gelipte Seine Nehri’nde romantik bir nehir turu yapmamak olmaz. Eyfel Kulesi ile Notre Dame Katedrali arasında gidip gelen bu teknelerden Paris’i izlemek eşsiz bir zevk. 9 numaralı metronun Alma-Marceau istasyonunda inerek teknelerin başlangıç noktasına ulaşabilirsiniz. Eyfel Kulesi’ni gezdiğiniz bir günü de bu şekilde tamamlayabilirsiniz zira çok yakınlar. Yaklaşık bir saatlik turun fiyatı kişibaşı 13 Euro.
2. Otobüs ile Şehir Turu
Paris’i bir de iki katlı otobüsün tepesinden keşfetmek isterseniz sizi böyle alalım ? Paris’te bu işi yapan 3 büyük şirket bulunuyor: BigBus, L’Opentour ve Foxity. Biz daha uygun fiyatları dolayısıyla Foxity’i seçtik. İster 2 saat süren tam bir şehir turu yapabilir ya da Hop on Hop off adı verilen istediğiniz turistik yerde inip tekrar binebileceğiniz günlük biletleri tercih edebilirsiniz. Fiyatlar şehir turu için 17 Euro, tam gün için ise 20 Euro.
3. Bisiklet Kiralamak
Paris en güzel yürüyerek gezilir derler. Haklılar ama daha da keyifli bir yüntem var: Bisikletle gezmek! Şehrin her köşesinde Velib adı verilen toplam 20bin bisiklet ve harijka bisiklet yolları bulunuyor. Günlük açılış ücreti 1,70 Euro. Bir istasyondan aldığınız bisikleti diğer bir istasyona yarım saat içinde bırakırsanız hiç bir ücret ödemiyorsunuz. Yarım saati geçirirseniz kredi kartınızdan ufak meblalar çekiyor. Her şey iyi güzel ama sistemin bir kötü noktası bulunuyor. Bisikleti ilk alışınızda kredi kartınızı giriyorsunuz ve 150 Euro provizyon çekiyor. Bu bisikletin güvencesi. Bisikleti 24 saat içinde park etmeniz gerekiyor ama bu provizyon kartınıza hemen dönmüyor. Bir kaç günü buluyor ve bu da yurtdışı için can sıkıcı bir durum haline geliyor.
4. Şanzelize’de Yürüyüş ve Alışveriş Keyfi
Dünyanın bu en ünlü alışveriş caddesinde ışıl ışıl mağazalar arasında gezinmek ve dünyaca ünlü markaların devasa mağazalarını ve butiklerini keşfetmek Paris’te yapılacak en güzel aktivitelerden. Concorde Meydanı’ndan Arc de Triumph’a kadar uzanan bu caddede Louis Vuitton gibi lüks markalardan Disney Store gibi çocukluğunuza gideceğiniz pek çok mağaza mevcut. Burada bir Sephora gördük, kapısından diğer ucu görünmüyordu, o derece büyük ?
5. Roue de Paris
Concorde Meydanı’nın ortasına kurulan bu dev dönme dolap Paris’te yapılabilecek en güzel aktivitelerden. Tek kötü tarafı her dönemde çalışmaması. Bizim gittiğimiz dönemde meydanda bolca gezmemize rağmen görememiş ve biz bulamadık heralde diye üzülmüştük. Meğerse zaman zaman takılıp sökülüyormuş ?